Milliyet yazarı Abbas Güçlü, QS’in Dünyanın En İyi Üniversiteleri Sıralamasında İlk 500’ünde 5, ilk 1000’de 11 Türk üniversitenin yer aldığını söyleyerek “Tablo harika ama üniversitelerimizin hali de ortada. Önemli olan parametreler. Bu sıralamalarda esas olan yayın, refere ve patent sayıları, peki ya ülkeye katkısı?” dedi. Türkiye’deki sınav ve eğitim sistemini eleştiren Güçlü, “Özetin özeti: Bu sınav sistemi olduğu sürece hiçbir eğitim reformu başarılı olamaz!” dedi.
“Bilim insanlarımızı ülke sorunlarına yabancılaştırdığımız gibi şimdi üniversitelerimizi karşılığı olmayan sıralamalarla oyalıyoruz. Yerel tohumları yok edip hibrit tohuma geçildi. Sonra da eyvah eyvah deyip yerel tohum arayışına girdik. Üniversite sıralamalarında önemli olan başkalarının kriterleri ve öncelikleri değil, evrensel değerler ve ülke çıkarları olmalıdır.” diyen Güçlü’nün köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Sayılar, sıralamalar elbette önemli ama her şey değil. Brezilya dünyanın en fazla üniversitesi olan 5., Meksika da 6. ülkesi. Peki refah sıralamasında kaçıncı sıradalar?
Sınav dönemlerinde hemen her gün bu yönde onlarca hatta yüzlerce mesaj geliyor. Bu yıl da benzeri çok örnek var.
Çok basit konularda 3, 4 yanlışı ya da boşu olan öğrenciler bile çok mutsuz. Oysa asıl mutsuz olması gereken onlar değil, bu sistemin mimarlarıdır. Başarısız olan öğrenciler değil sınav sistemidir!
*LGS ve YKS eğer bir sıralama sınavı ise öğrencileri ilgi, yetenek, beceri ve yetkinlikleri doğrultusunda en doğru şekilde sıralaması gerekir. Bunu yapıyor mu? Hayır?
*Özel ya da devlet tüm öğretim kurumlarını merkezi yerleştirme sistemine almak zorunda? Bu mümkün mü? Hayır
*Adil bir yerleştirme yapması beklenir. Bu mümkün mü? Hayır.
*Öğrenci ve velileri enkaza döndürmemesi, yüzde 90’ı üzülen değil, sevinen olması hedeftir. Gerçekleşiyor mu? Hayır.
Mademki tüm öğrenciler aynı sınava giriyor, peki yerleştirme neden merkezi olmuyor?
Üniversiteye giriş sistemi mi yanlış yoksa liselere giriş sistemi mi? MEB mi hatalı yoksa YÖK ve ÖSYM mi? Aslında her iki sınav ve yerleştirme sistemi de baştan aşağı yanlış. Peki bu kimin umurunda? On milyonlarca kişiyi ilgilendiren bu yanlışlar silsilesiyle devlet, iktidar, muhalefet, sendikalar, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve medya ilgilenmeyecek de kim ilgilenecek?
Yanlışları, yanlışla düzeltmeye kalkıyoruz, bu yüzden de sorunlar çözüleceğine daha da içinden çıkılmaz hale geliyor… Tartışmalı soru?
LGS A Kitapçığı Fen Bilimleri 13. soru günlerdir tartışılıyor, MEB’den çıt yok! Öyle bir karar almalı ki, hak da yenmemeli mağduru da olmamalı. Bu o kadar zor mu? Sessiz kaldığı her gün, tartışmanın daha da alevlenmesinin ötesinde bir işe yaramaz…
LGS’ye bir milyon öğrenci girdi, YKS’ye de üç milyondan fazla aday girecek.
Ne onlara ne de ailelerine sakın ola sınavlardan söz etmeyin. Hele ki KPSS mağdurlarına! Sınavlar en büyük kâbusları oldu. Özetin özeti: Bu sınav sistemi olduğu sürece hiçbir eğitim reformu başarılı olamaz!”